Bu bölümde, kooperatifimizin savunduğu temel değerleri ve sıkça kullanılan kavramları açıklıyoruz.
Adil gıda, temiz, yerel ve sağlıklı gıda tüketmek, gıdanın herkes için eşit derecede erişilebilir ve uygun fiyatlı olması, çiftçilerin emekleri için hak ettikleri şekilde tanınması, saygı görmesi ve adil ödeme alması demektir. Aynı zamanda, tüketicilerin gıdalarının nereden geldiğini bilmesi ve ne yiyeceklerine ve tüketeceklerine dair özgürce karar verebilmesi anlamına gelir. Adil gıda, genellikle küçük ölçekli üreticileri destekleyerek, onların ayakta kalmalarını sağlar ve büyük gıda tekellerine karşı bir alternatif sunar.
Kaynak: Slow Food Organizasyonu Adil Gıda Tanımı
Sosyal dayanışma ekonomisi, dayanışmayı kamçılayan, sosyal ve ekonomik amaçlar güden, mal, hizmet ve bilgi üreten kooperatif, dernek, vakıf, ortak çıkar toplulukları ve sosyal işletmelerden oluşur.
Kaynak: ULUSLARARASI ÇALIŞMA ÖRGÜTÜ (ILO)
Dayanışma ekonomisi değer odaklı, alternatif bir ekonomidir. Hareketin teorisyenleri işe ekonomik alanın yeniden tanımlanmasıyla başlarlar. Dayanışma ekonomisi tabandan yükselen ve halk tarafından, halk için ve yaşadığımız gezegen için geliştirilmiş bir modeldir. Dayanışma ekonomisinin dayandığı değerlerin birçoğu kooperatif hareketine dayanır. Kooperatifçiliğin temel ilkeleri; kendine yetebilme, kendi sorumluluğunu alma, demokrasi, eşitlik, adalet ve dayanışma olarak sıralanabilir. Dayanışma ekonomisi kavramı sıraladığımız bu temel ilkeleri içermekle birlikte daha derin bir demokratik anlayışı içinde barındırır ve pasif demokrasinin ötesinde dahiliyetçi, kendisini yöneten-güdümlü olmayan, çok paydaşlı bir yapıyı tarif eder.
Kaynak: https://yesilgazete.org/dayanisma-ekonomisi
Uluslararası Kooperatifler Birliği'nin (ICA) 1995 yılında Manchester'da düzenlenen 31. kongresinde gözden geçirilip kabul edilen evrensel kooperatifçilik ilkeleri ve değerleri aşağıdaki gibidir:
Kaynak: https://turkey.coop/menu/Kooperatifcilik-Ilkeleri/13
Gıda Egemenliği yerel üreticinin desteklenmesi, korunması ve sürekli eğitimini sağlamakla ilgilidir. Geleneksel bilginin gelecek nesillere aktarılmasını önemser. Kadınların toprağa ve üretime erişiminin sağlandığı eşitlikçi üretim modelini öne sürer. Küresel şirket egemenliği yerine yerel üreticilerin kolektif olarak hareket etmesini ve kendi politikalarını yürütmesini sağlayan kooperatiflerin aktif olduğu sosyal dayanışma ekonomisini önerir.